Selimiye-Datça-Bodrum-Foça

09:03

Bir ayı geçti ben üç haftalık senelik iznimin ilk günün geride bırakalı. Vakit sıkıntım sebebiyle ancak yazabiliyorum tatil anılarımı. Şimdi dönüp geriye baktığımda 1500 kmden fazla yol, keyifli dakikalar, leziz anlar ile hem bedenimi hem ruhumu dinlendirmişim bu yaz ve gerçekten çok ihtiyacım varmış buna.



Şubat ayında yaz tatili için 4 günümüzü Selimiye'de geçirmeyi planlamıştık sadece, rotamızın kalanı spontane gelişti. Selimiye'yi uzun süredir merak ediyorduk, kısmet bu sene görmek nasip oldu. Her geçen gün popülerliğinin  ve turist potansiyeli arttığını söylenen Selimiye Marmaris'e bağlı küçük bir belde. Yollarının virajlı ve sapa olması sanırım engellemiş Marmaris kadar hareketli olmasını ve yabancı turistler tarafından tercih edilmesini. Yatlar tarafından sıkça uğranan bir sahil beldesi olarak varlığını sürdüren Selimiye'de otel tercihimiz konusunda çok şanslıydık diyebilirim. Selimiye merkezinin biraz uzağında kalan, en kalabalık sezonda bile sesten, gürültüden uzak, küçük ama ince detayları ile sevimli Selimiye Mavisi'nde konakladık. Oda kahvaltı uygulaması olan bu butik otelde gerek personelin ilgisinden, gerek temizliğinden, gerekse denizinin güzelliğinden çok memnun kaldık. Yalnız şunu belirtmeden geçemeyeceğim rezervasyonu booking.com dan 6 ay önce yapmamıza rağmen gittiğimiz tarihte otelin daha uygun fiyat verdiğini öğrendik.





Tatilimiz biraz gezme, biraz keşfetme biraz da gurme turu gibi oldu Selimiye'de. Selimiye'ye çok yakın Bayır Köyü ve Turgut Şelalesini ziyaret etmeden ayrılmayalım dedik. Bayır Köyünün balları şahane. Turgut Şelalesi gittiğimizde çok kalabalıktı. Araçlarla bir noktaya kadar gelip şelaleyi görmeye yürüyerek devam ediyorsunuz. Bir noktadan sonra yola suyun içinden devam ediliyor. Kalabalık sebebiyle şelalede güzel fotoğrafla çekebilme şansım olmadı maalesef:(


Yolda bu şahane renkli kelebeklerle karşılaşabiliyorsunuz. Suyun soğukluğu ve donan ayaklarımız sebebiyle biz belirli bir noktaya kadar yürüdük, baktık ki o noktadan sonra devam eden kimse yok biz de geri döndük. 


Selimiye'ye yolunuz düşerse;
* Badem Mantı'nın çıtır mantısını tatmanızı, oraya gitmişken mutlaka ama mutlaka yaprak sarmasını da denemenizi (belirttiğinizde ikramlık küçük porsiyonları var)
* Sardunya Restoran'ın ahtapot ızgarasını (mmm tadı halen damağımda)
* Zekeriya Sofrasının leziz ev yemeklerinin,
* Salaş küçücük Karadut Kahvesinin karışık tostunun, 
* Paprika'nın görsel bir şölen içindeki birbirinden güzel tatlılarının tadına bakmanızı
midesine çokça düşkün biri olarak tavsiye ederim.









4 günlük sükunet ve huzur içinde geçen Selimiye tatilimiz sonrası, Bodrum'da tatil  yapmakta olan eltimlere sürpriz yapmaya karar verip ayrıldık otelimizden. Selimiye-Bodrum arası karayolu ile çok kısa olmadığından ve o kadar yaklaşmışken Datça'yı da görmek istediğimden sonraki istikametimiz Datça oldu. Selimiye-Datça arası arabayla yaklaşık 78 km. Datça- Bodrum feribot saatimize kadar biraz vaktimiz varken Eski Datça'yı ziyaret edip, Datça sahilinde bir yemek molası verebildik.




Eski Datça taş yapıların bozulmadığı, evlerinin bahçeleri begonvillerle süslü, sevimli dar sokakları olan tarihi dokusu bozulmamış bir yer. Yöreye özgü oyalı eşyaları sokak satıcılarının tezgahlarını süslemekte. Şair Can Yücel'in evi  de buradaki sokaklardan birinde, ama maalesef gittiğimiz tarihte ziyarete açık olmadığından sadece kapısından ziyaret edebildik Can Yücel'i...









Selimiye'de tanıştığımız kişiler Datça'da mutlaka bademli kahve içmemizi önermişlerdi. Eski Datça'nın girişinde bulunan kahvede içtiğimiz bademli kahve, kahveden çok bademli süttü aslında. Kahveyi sert seven bizlere pek cazip gelmedi. Ama tavsiyeler mutlaka denenip kişisel sonuçlar çıkarılmalı diye bir düşünceye sahibim. Yolunuz düşerse siz de deneyin.


Eski Datça'dan ayrılıp 10 dakika kadar sonra Datça sahilinde bulduk kendimizi. Öğlen yemeğimizi tavsiye üzerine sahildeki Kekik isimli kafede yedik. Bizimle ilgilenen kızın eğlenceli tarzı çok hoşumuza gitti. Bu zaman kadar yediğim en güzel etli kabak çiçeği dolması buranınkiydi diyebilirim.




Yemeklerimizin ne kadar zamanda hazır olacağını sorup feribota yetişmemizi gerektiğini söylediğimizde bizle ilgilenen kızın duvardan söküp getirdiği magnet pek ironikti, neşemiz arttı:))



Yeşil mavi sularda yaklaşık 2 saat süren feribot yolculuğumuz sonrası soluğu Bodrum'da aldık, günü birlik sürprizimiz için Ortakent'e doğru yola çıktık. Sürprizimiz işe yaradı, kayınvalidem, kayınbiraderim, eltim ve minik Ayaz'ımız ile güzel bir gün geçirdik. 

 






Ertesi gün biz yine yollara düştük ve soluğu bu kez Bodrum'a 289 km mesafedeki Foça'da aldık. Burada da bir gün konaklayıp Bursa'ya öyle dönelim dedik. Foça daha çok İzmir'li ailelerin yazlık olarak tercih ettiği, çok şirin pencere ve kapıları olan evlerle donanmış, sakin bir balıkçı kasabası gibi. Sınırlı bir günümüz içinde biz Foça sahilinde ve ara sokaklardaki güzel binaların arasında yürüyüş yapıp, akşam yemeğimizi şemsiyeli sokakta birbirinden güzel desenli şemsiyeler altında yeyip, Kavala isimli kafede denizin, huzurun ve müziğin keyfini çıkarıp, önünde uzun sıralar olan meşhur dondurmacısını sabah dükkanı açar açmaz ziyaret edip leziz dondurmasının tadına bakıp öyle ayrıldık Foça'dan.

















Uzun süreli hd otel konaklamasını sevmediğimden bu yaz yorucu gibi görünen, sürekli valiz açıp kapatmayı gerektirip bizi bu hususta pratikleştiren, dinlenmenin yanı sıra aynı zamanda tembellikten kurtarıp yoran bu tatil rotası benim çok hoşuma gitti. Leyleği de havada görmedim ama tatil sonrası bir İstanbul, 2 Ankara ziyareti ile yerimde durmamaya devam ettim. Bakalım yılın geri kalanında yolum daha nerelere düşecek. Sevgiyle kalın...


You Might Also Like

17 yorum

  1. Selimiye'yi ben de çok merak ediyorum umarım gitme fırsatım olur :)
    Çok güzel bir tatil olmuş belli, yemekler ayrı güzel..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En yakın zamanda gitme fırsatın olur inşallah, gerçekten görülesi hatta orada yaşanası bir yer Selimiye:) Sevgiler..

      Sil
  2. booking.com kazığını üç kez yemiş, dördüncüde akıllanmış biri olarak geçmiş olsun diyorum; nasipten çıkmış o para (: o kapılar, pencereler ne güzel..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selimiye'de yaşadığımız tecrübe Foça'ya örnek oldu, ikinci kez yapmadık o hatayı. Oteli bookingden bulup telefonla rezervasyon yaptırdık:)) bayıldım ben de kapılara, pencerelere, evlere...

      Sil
  3. Çok güzelmiş..çok sevindim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzeldi Esra'cım, çok teşekkür ederim:)

      Sil
  4. Resimler çok güzel çekilmiş ve güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Aslı ne güzel bir tatil olmuş.
    Ben fotoğraflara bakarken dinlendim ki sen gezip görerek nasıl keyifli anlar geçirmişsindir.
    Bu şahane tatilin etkisinin uzun süre geçmemesini diliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeynep'cim çok teşekkür ederim. Koşturmacalı ama keyifli bir tatil oldu. Tatilin etkisi çalışmaya başlayınca geçti maalesef, ama yeni rotalar var hayallerimde, onlarla besleniyorum şimdilik:))

      Sil
  6. Aslı, baya güzel bir tatil olduğu aşikar. Bende sırt çantamla çıktım, en keyiflisiydi... :)
    Daha nice güzel tatillere...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli bir tatildi Ersin, seninki de öyleydi sanırım, şahane fotoğraflarını çok beğendim çünkü:) Hepimiz için daha nice güzel tatillere inşallah...

      Sil
  7. resmen fotoğraflarla dinlendim her bir kare ayrı güzel huzuru ve sakinliği öyle çok yansıtıyor ki...
    ben de sizi beklerim bloguma sevgilerle!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, geldim bile blogunuza, çok da sevdim, sevgiler...

      Sil
  8. ne güzel fotolar. özellikle ilk foto işe foça mavi kapılı fotolar :)

    YanıtlaSil
  9. Ne çok gezmişsin böyle:)) Ah Selimiye, umarım bozulmazsın! Biz birkaç yıl önce yelkenle gitmiştik oraya. Son iki yıldır da çok kişiden duyuyorum Selimiye`yi. Böyle yerler fazla paylaşılmasın istiyor insan, ıssız, sakin kalsın diye diliyorum içimden.
    Yılın geri kalanında da gez böyle, gezmek gibisi yok:)

    YanıtlaSil